Gezgin Öcün: "Bakalım, Bilgin, bu sefer karşımıza çıkan köy, Ortaoba! Duyduğum kadarıyla, buranın kökenleri oldukça ilginç. Süleymanhacı köyü ile köklü bir bağları varmış. Yavşanoba’dan Ortaoba’ya kadar uzanan bir geleneksel yaylacılık hayatı sürmüşler. Sizce, köyün adı da bir anlam taşıyor mu?"
Bilgin Öznil: "Kesinlikle, Gezgin! Ortaoba, adını bulunduğu yerin tam ortasındaki mevkindeki 'oba' kavramından almış. Bu isim, köyün yerleşim açısından merkezi bir noktada olduğunu vurguluyor. Ayrıca, burada yerleşen Türkmenlerin yaylacılık kültüründen de büyük izler var. Süleymanhacı'dan gelen aileler, bu yayla alanlarını yazın koyunlarını otlatmak için kullanmışlar, sonbahara kadar da burada kalmışlar. Zaten bu tür gelenekler, köyün tarihine damgasını vurmuş."
Gezgin Öcün: "Bunun dışında, köyün ilk yerleşim yerinin Yeni Camii civarı olduğunu öğrenmişken çok şaşırdım! 1900'lü yılların başında, küçük bir mescit inşa edilerek yerleşim başlamış. İlk olarak yedi aile burada kalmış, zamanla nüfus artmış. Bu, göçmenlerin ne kadar kalıcı bir yerleşim kurmak istediklerini gösteriyor."
Bilgin Öznil: "Evet, bu durum oldukça dikkat çekici. Süleymanhacı, Kaşoba gibi köylerden gelen göçlerle, Ortaoba kendi kimliğini oluşturmuş. Hem kültürel hem de yapısal olarak gelişmiş bir köy. Özellikle eğitimde kaydettikleri ilerlemeler de önemli. 1970’ler sonrası, köylüler eğitim ve yeniliklere açık olmuş ve bu sayede köyün sosyo-ekonomik yapısında ciddi bir değişim yaşanmış."
Gezgin Öcün: "Ortaoba, tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlıyor. Sulu tarıma geçiş yaptıktan sonra, ürün çeşitliliği artmış ve elma, armut, kayısı gibi meyve ağaçları ekilmeye başlanmış. Ayrıca, hayvancılık da oldukça gelişmiş. Koyun ve keçi yetiştiriciliği en yaygın olanı. Ama bana göre, en ilginç yönlerinden biri, bu köydeki kültürel gelenekler! Mesela, koyunların kuzulamaya başladığı dönemde oynanan saya manileri, Türkmen hayvancılık geleneğinin bir parçası olarak devam ediyor."
Bilgin Öznil: "Kesinlikle, Gezgin. Saya manileri, köyün kültürünü ne kadar canlı tutmayı başardığının bir göstergesi. Her yıl Ocak ayında, çobanlar bir araya gelerek eğlenceli ve eğitici bir oyun oynuyorlar. Koyun çanları ve maniler eşliğinde, bu geleneksel etkinlikleri sürdürerek hem eğleniyorlar hem de geçim kaynaklarını hatırlatıyorlar."
Gezgin Öcün: "Gerçekten etkileyici. Ortaoba'nın halkı, hem kültürlerine sahip çıkıyor hem de tarım ve hayvancılıkla ekonomilerini destekliyorlar. 2000 dekara yakın alanda meyve ve sebze yetiştiriciliği yapıyorlar, bu da büyük bir başarı."
Bilgin Öznil: "Evet, köyde yapılan her şey, köylülerin azmi ve birlikte çalışarak daha iyiye ulaşma isteğiyle şekillenmiş. Ortaoba, yalnızca bir köy değil, aynı zamanda geleneklerin, kültürlerin ve yeniliklerin harmanlandığı bir yaşam alanı."
Gezgin Öcün: "Burası tam da bir Türkmen cenneti gibi. Zengin tarihi ve kültürel dokusu, tarım ve hayvancılıkta gösterdikleri başarı, Ortaoba’yı özel kılıyor. Beni en çok etkileyen şey ise, köyün halkının geçmişten bugüne ne kadar sağlam bir bağ kurduğudur. Ortaoba’yı keşfetmek bir ayrıcalık gerçekten!"