Karamana neden gidelim ? Gittiğimiz zaman nereleri gezmeliyiz ? Başka illerde bulamacağımız ama sadece Karaman ile özdeşleşmiş neler satın alabiliriz ?

Karaman'a geldiğimizde neler satın alabilriz ? 

Karaman Elması;

1970’li yıllara gelindiğinde, yeni elma çeşitleri yaygınlaşmaya başlamıştır. Son yıllarda ise, daha çok ihracata dönük elma üretimi önem kazanmaya başlamıştır.

Elma üretimi için, ekolojik şartların son derece uygun olduğu Karaman’da çiftçilerin bilinçli olarak çalışması, etkili ve kontrollü olarak yapılan bakım ve zirai mücadele işlemleri sayesinde kaliteli pazar değeri yüksek elma üretimi büyük bir hızla artmaktadır. Özellikle son yıllarda sulanan tarım alanının artması, elmacılığı olumlu yönde etkilemektedir.

Karaman yaklaşık olarak Ülke üretiminin %15-20 elma üretimini gerçekleştirmektedir. Karaman'da kendine has aramosı ile elma çeşitliliği olarak Klasik, Yarı Bodur ve Tam Bodur ağaçlarda; Starking, Golden, Amasya Grany Smith, Arap Kızı, Fuji, Gala vb. elma üretimi gerçekleştirilmektedir.

Taşkale Halısı;

Taşkale, Karaman'dan elli kilometre uzaklıkta. Geçmişi, milattan sonra 2. yüzyıla kadar uzanıyor. Bir yandan çağın getirdiği yenilikleri yaşarken, diğer yandan geleneklerine ve geçmişine bağlı kalmayı başarmış.
Evleri, tahıl ambarları ve mağaralarıyla ünlü Taşkale.
Taşkale' liler, Karaman bölgesinin çok kaliteli yün veren koyunlarını besliyor. 15 Mayıs'tan başlayarak kırktıkları koyun yününü, derede yıkadıktan sonra elde eğirerek çile haline getirip boyuyorlar.
Bu yörenin en çok beğeni kazanmış rengi; ceviz kabuğundan elde edilen, tetir adı verilen bordo- kahverengidir.
Fadime Ana'nın elleri ceviz kabuğuna boyadığı ipleri sarmaktan simsiyah olmuş. Halı dokumak, halıyla iç içe yaşamak, Taşkale kadınlarının her yerine işlemiş. Bu cefakar eller; "ben ip boyarım, çile sararım, halı dokurum. Cevizi kaynatır; boya yaparım, halımın rengi hiç solmasın diye" diyor. Fadime Ana, ellerine işlemiş ceviz tetirine bir türkü yakmış, bir söylüyor, bir dokuyor.
"Cevizin yaprağı dal arasında/ Güzeli severler bağ arasında/ Üç beş güzel bir araya gelmişler/ Benim sevdiceğim yok arasında
Fadime Ana Özdemir; " Adım Fadime Ana Özdemir. Taşkale'de doğdum, otuz yıldır bu halı işiyle uğraşıyorum. Taşkale halısının özelliği; çok sağlam olur yani yıllarca eskimez. Kök boyası olduğu için rengini atmaz. Çok dayanıklı, iyi yani. Türkiye'de birinci Taşkale halısı. Kendimizin ihtiyacımız olan şeyleri, kendimiz dokur, evlerimize sereriz. Oğlu, kızı olan verir. Çeyizlik filan yapar, dokuruz, veririz. Olmazsa, ihtiyacımız olursa satarız. Kırmızı rengini, kök boyası var, yerlerden deşer, çıkarır, batırırız. Özellikle koyunlardan kırkılır. Yününü eğiririz, yıkarız, eğirdikten sonra kök boyasıyla her renkten istediğimiz renge, yapacağımız modele göre batırırız. Ondan sonra halıya başlarız. Boyaları, dağlardan, bahçelerden yani nerelerden bulabilirsek, renklerini ona göre toplar getiririz. Siyahı, cevizin tetiri olur, tetirine batırırız. Bu kırmızıları, kökboyası dediğimiz bir ot var, bahçelerden deşeriz, onu çıkarıverir, onunla batırırız. Bu sarıları, şu renkleri ceviz yaprağına batırırız. Mesela yeşiller var. Yeşilleri, yonca renginden, yoncayla kaynatırız. Rengini aldıktan sonra çıkarırız, ırmakta, derede yıkarız, yani rengi şey yapmasın, solmasın diye. Ondan sonra kuruturuz, halıya ileriz. Kuruduktan sonra böyle sararız. Keceveye takarız, işte böyle yumak halinde sararız, üzerimize takarız. Değilse, yani böyle takarsak, buradan kesip takarsak, hem ip öğülür hem de yani avar eder.
Gembelli dokuruz, böğrek göbek dokuruz, kaymakam halısı deriz bir tane model var, ondan yaparız. Goraş göbeği var, yani modellerimiz çok fazla.
Eskiden yani,büyüklerimiz , daha eskilerimiz varken ,ebe dede gibilerden; kaymakam gezmeye gelmiş, ona bir tane halı hediye etmişler, o modele kaymakam halısı demişler. Köyde yani bilmiyen yok. Genelde 7- 10 yaşında başlarlar, yediden yetmişe halı dokuyorlar. Halı bittikten sonra, keseriz, dışarıya sereriz, bir güzel arkasını önünü süpürürüz ,elimizin acısı çıksın diye şöyle uzun uzun bir yatarız. Ondan sonra da eve götürür, sereriz. Yani serilecek şeyse sereriz. Çeyizlik olaraktan olursa sermeyiz, top dürer koyarız."

Lokur;

Karaman'da hacılarımız hacıdan veya umreden geldiklerinde misafirlere hurma ile birlikte lokur ikram edilir.

Tahin 1 su bardağı
Süt 1 su bardağı
Sıvı yağ 1 su bardağı
Yoğurt 1 Çay bardağı
Tereyağı 150gr
Maya 25 gr
Un Yetrli Miktarda

Yapılışı :
Bütün malzemeler karıştırılır ve sert bir hamur elde edilir ve mayalanmaya bırakılır. Mayalanan hamurumuzu birer cm. çubuklar yapılır ve kesilir. Hamurumuzu keserken döndererek kesmeliyiz ki lokurla şekilli olsun, 180 derece sıcaklıktaki fırında kızartılır.

Ermenek Helvası;

Tahin, üzüm pekmezi ve çöğen otundan %100 doğal olarak yapılan Ermenek Helvası tam bir enerji kaynağıdır. Ermenek Helvası mideyi rahatlatır ve hastalıklarla mücadelede vücuda direnç kazandırır. Ağır işlerde çalışanlar, büyüme çağındaki çocuklar, hamileler ve emziren kadınlar için çok yararlıdır. %100 doğal olması nedeniyle şeker hastalarına önerilebilir.

Karaman Divle Obruk Peyniri;

 Karaman Divle peyniri dağlarda doğal olarak otlatılan keçi ve koyunların sütünden yapılmaktadır. Yapılan peynirler tulum deriye basılarak Mayıs ve Ağustos aylarında Divle Obruğuna konulur. 256 metre uzunluğunda ve 36 metre derinliğinde olan, yaz ve kış aylarında sıcaklığı 4 derece olan Divle Obruğunda yaklaşık altı ay saklanan deri tulumlar bakterilerin özelliğiyle kırmızı bir renk alır. Dünyanın en kaliteli 5 peyniri arasında gösterilen Divle Obruk Peyniri’nin tadı ve görüntüsüyle Fransızların rokfor peynirinden daha kalitelidir.